Wednesday, January 23, 2008

Orienteering - 2 (24)



Tekrar merhabalar. (19/01/2008)

Çok uzun yazmak niyetinde değilim bu kez. Hem anlatacak çok şey olmadı, hem de artık çarşambaya geldik; yaşlı beynim artık uykuya dalıyor. :)

Bu hafta yürüyüşe de gidemediğimi düşünürsek, cuma-cumartesi Orienteering çalışmalarından bahsedebilirim. Daha önce orienteering'in ne olduğundan bahsetmiştim. Bu hafta cuma günü teorik eğitimimizde Münhaniler (yani yüksekliği belirten eğriler) üzerine çalıştık. Çünkü yanlış anlamadıysam Orienteering'de bizi öne geçiren şey, haritayı hızlı okuyarak anlamamız ve gideceğimiz parkuru hızlı çözebilmemiz. Bunda da birinci konu; yükseklik değişimlerini hızlı farkedilmek (ikincisi de renk değişikliklerini hızlı farkedip, parkurun geçiş zorluğunu çözmek) Sürekli farklı haritalar üzerinde münhani yorumlamaları ve parkur tahminleri yaptık. Asıl eğlence cumartesi günüydü.

Cumartesi günü saat 1'de Bornova-Manisa arasında Çiçekliköy yakınlarındaki Kent Ormanına geldik. Hocamız Sami bey, bizden önce gelmiş hazırlıklarını tamamlıyordu. (Sağolsun bizden önce gelerek bayrakları yerleştirmiş, son hazırlıkları tamamlıyordu.) Haritaların çiziminden sonra takımların oluşması ve yola çıkma aşaması geldi. Birbirine destek olunabilmesi amacıyla takımlar en az 2 kişi olmak üzere kuruldu. (Burada aslında düşünce güzel. Birisi pusula kullanmayı bilmiyorsa, diğeri ona öğretir. Ama ya takım üyelerinden birisi hayatı boyunca pusula görmemiş, coğrafyadan hep düşük notlarla geçmiş birisi, diğeri de yine hayatında ilk kez pusula gören birisi ise? (Aslı'nın coğrafya notunu bilmiyorum ama sanırım o da parlak değil ;) )) Neyse, hızlı (1dk'lık) bir pusula-harita koordinasyon eğitimi ile koşarak 3. takım olarak yola çıktık.

İlk bayrağa kadar koşarak gittik---- diyemeyeceğim tabiki. Bir kaç dakika sonra kesildik, hızlı yürüme daha iyi bir ihtimal oldu. Direkt parkurlar seçerek birinci bayrağa gittik ki gittiğimiz yerde 8. bayrağı bulduk. (Eeee kılavuzu Ulaş olanın burnu 8. bayrakta biter değil mi?) sonra yakın mesafedeki 1. bayrağa geçiş.

2. bayrak kolay bir parkurla ulaşılabilecek, kolay bir noktada idi. Yine pusulaya çok fazla başvurmadan saldırı noktaları yardımı ile 2. bayrağa eriştik.

3. bayrak için artık pusula kullanmaya başlamamızın, özellikle de bunun yarış değil antrenman olduğunu düşünürsek zamanı gelmişti. Pusula'mızın koordinasyonunu tamamlayıp hızla 3. bayrağa yöneldik. Tempolu bir yürüyüş sonrasında çok şanslıyız ki varış noktasına varmadan tam ters yöne gittiğimizi farkettik. ;) Yaklaşık 20 dakikalık bir kaybın ardından tam ters yöne gitmek üzere 2. bayrağa geri dönmüştük. (İşte ben bunu anlamıyorum. Neden Kuzey ibresi Kuzeyi göstermeli ki, Güney'i gösterse ne olur? Bırakın sporda statükoyu ;) ) Başlar eğik 3. bayrağa gittik. Yine kolay bir parkur sonrası 3. bayrağı aldıktan sonra, 4. bayrağa gitmek üzere yine pusulaya başvurduk.

Koordinasyon sonrası, gördük ki, 2 parkur: Kısa, tırmanış içeren ve sık diken-orman karışımı ve uzun-boş patika. Tabiki kaybettiğimiz 20 dakikayı telafi etmenin çabası ile tırmanmaya başladık. Tırmanmaya başlayınca biraz önce bıraktığımız 3. bayrağa bizden önce çıkış yapmış bir takımın yeni geldiğini görmek biraz moralimizi düzeltti. Hırsla 4. bayrağa uzun bir parkuru yürümeye başladık. Uzun, tırmanışlı ve sık orman içeren parkurdan sonra 4. bayraktaydık.

4. bayrak başında dinlendikten sonra aktif dinlenme amacıyla bir süre patikadan ilerledik. Sonrasında eğlenceli olana geri dönüş: Sık ormanda yürümek :) Direkt parkur ile 5. bayrağa yöneldik. Tabi biz yöneldik de, 5. bayrak bizi orada beklemiyordu. Yine bayrak aramakla kaybedilen yaklaşık 15-20 dakika sonrası bayrağın kaybolduğuna kanaat getirerek geri yürümeye başladık. Nasıl? Tabi ki direkt patika'dan :D

Uzun bir süre direkt patikadan ilerleyerek sık ormanda iniş ve çıkışlarla neşemizi bulduk. Sonra önümüze çıkan açık arazideki patikayı takip etmeye karar verdik (Kendime not: Bir daha direkt parkuru zorunda olmadıkça terk etme. Özellikle çok yorgunsan kesin direkt patikadan. Ne kadar zor olursa olsun...) Patika bir noktada neredeyse 60-70 derecelik bir eğimle yükselen bir yokuş barındırıyordu. Bu yokuşta çok uzun zaman harcayıp tepesinde uzun bir dinlenmeden sonra 6. bayrağın yolları taştan. Bu sırada Aslı'nın annesinin araması tekrar havamızı bulmamızı sağladı. Kendisine 5. bayraktan ayrıldık, patika üzerinden 6. bayrağa koşuyoruz gibi tam koordinat verince İzmir'den direkt bir oh sesi duyduğuma eminim. Manisa sallandı neredeyse. Sanırım Aslı'nın birinci olması gerekiyor. Ailesi orienteering'e bu kadar ilgi gösterdiğine göre :) Neyse aileden aldığımız moral ve sms destekleri ile yine hırslanarak 6. bayrağa koşmaya başladık.

6. bayrak ile 7. bayrak neredeyse dipdibe olduğu için hızlı bir geçiş sonrası o ana kadar zaten 2 kez geçmiş olduğumuz 8. bayrağa 3. kez yollandık.

3. kez gördüğümüz 8. bayrak sonrası direkt ve tempolu bir parkur ile varış noktasına geldiğimizde çıkış sırasında vardığımızı gördük. Ancak bir farkla. Süre bazında ikinciliğe yükselmeyi başarmıştık. Toplam 134 dakika ile 2. olarak varış çizgisini geçmeyi başardık. Sanırım bu iş olacak.

Sonrasında bu tür çalışmalara hazırlıklı olanların ikram ettikleri meyveler ve diğer takımların gelmesi ile çalışmamızı tamamladık.

Dediğim gibi çok fazla anlatacak birşey olmadı. Ancak bu işi giderek daha çok sevdiğimi söylemem lazım. Sanırım olacak. Umarım da en azından diskalifiye olma sınırını geçebileceğim ilk etapta.

Kendime notlar: (Sonrasında kendimce yaptıklarıma ve yapabileceklerime bakınca; )
Pusulayı ters tutmaktan dolayı: 20 dakika
Direkt dinlenmeye ayrılan: 30 dakika
Muhabbet yüzünden yavaşlama: 10 dakika
Hatalı parkur seçimi: 10 dakika

Kaybedilen yaklaşık 70 dakika. Bunun ilk etapta 35-40 dakikasını telafi edebilirim sanırım. Yaklaşık 100 dakika gibi bir sürede bitirebiliyorum. İlk etapta yeterli...

Not: Aşağıdaki "YAZMAK" başlıklı yazıyı okumadıysanız mutlaka okuyun...

Not 2: 25.01-30.01 arasında İzmir dışında olacağımdan yürüyüş notları olmayacak. Ancak Mavrova/Makedonya'ya gidiyorum. Umarım dönünce Mavrova notları ile sizleri biraz daha sıkmaya çalışacağım. (Bu arada Sami hocam, söz, orada da çalışacağım.)

Okuduğunuz için teşekkürler. Selamlar...

Bu arada tabi ki 24 24 24 24 24 24 24 :D

No comments:

Post a Comment