Friday, February 22, 2008

Mavrova Günlüğü - 2

Mavrova'ya geldiğimizde uyuyordum. Hem yolun uzunluğu, hem karanlık, hem daha önce bahsettiğim eskilik hissini yaratan otoban, hem de tüm gün yolculuk sanırım yormuştu. Yolun bir noktasında kaçırmışım. Beni dürttüklerinde görevimi biliyordum. Acilen arabadaki herşey ve herkes eve taşınacaktı. Hızla arabadan indim. Dev bir bavulu yüklendim ve eve taşıdım. Bu arada (sanırım evdeki sıcağın etkisiyle) beynim çalışmaya başlamıştı. O anda nasıl olduysa biraz düşünmeyi başardım. Arabadan beni indirdiklerinde farketmemiştim. Dışarısı kar içinde idi. Arabadan karın içine inmiştim. Dışarısı soğuktu. Eldiven, bere aklıma gelmediğinden cebimde duruyordu ve sanırım donuyordum... Neyse, insan arada beyni olduğuna sevinebiliyormuş. :) Eldiven, bere, paketlendikten sonra dışarı çıkıp eşyayı eve yığmaya devam ettim. (yani ettik. tabi burada ben anlattığıma göre 1. tekil...) Tüm eşyalar eve yığıldığında, işte o anda ben de Mavrova'ya gelebilmiştim. Aşırı üşümekten midemi kastığımdan ve açlıktan, artık eşyalar taşındığına göre vücudumu dinlemek hakkına da sahip olduğuma göre içim bulanıyordu. (yani artık içimin bulandığını farkediyordum. İnsanın işinin olmamasının zararı burada çıkıyor işte...)

Ve orman kanunları. Erkekler kas gücü gerektiren işleri yapıyorlar. Eşya taşıyorlar. Evde kadınlar yemek hazırlıyorlar. O anda güzel göründüğünü söyleyebilirim. Hepimiz açız, (İzmir'li olduğumuz için sanırım) donmuşuz, hatta erkekler olarak yorgunuz ve sıcak ekmek, sıcak çay, peynir, zeytin ve reçelden oluşan gece kahvaltısı. Anlatmak zor. Yaşayanlar anlamıştır. Geceyi uzun bir muhabbet ile tamamlıyoruz. Sonrasında uyku saati.

Bundan sonrasını aklıma gelenler ve aklıma gelen sırada anlatmaya çalışacağım. Zira üzerinden çok zaman geçtiğinden olayların sırasını ve bazı günlerin bazı anlarını net hatırlamıyor olabilirim. Aklımda direkt yer eden bazı olaylar olarak devam edelim.

İlk sabahtı sanırım. Vladimir hocamla eve ekmek almaya çıkıyoruz. (Evet, eve aş getireceğiz. Tam dağ adamı oldum. :)) Bir süre yürüyoruz. Vladimir hocamın tecrübelerini dinlemek büyük şans. Ayrıca normalde doğa yürüyüşü sever bir kişi olarak bir yere yürüyerek gitmenin zevkini yaşıyorum. 2 tane bakkal (Makedonlar ne diyorlar hatırlamıyorum, ama bizim bakkal işte) geçiyoruz, kapalı. Hocamın tavsiyesi ile yürüyüşü kesiyor, eve dönüp araç alıp tekrar yola çıkıyoruz. Bu kadar lafı niye anlattım peki. Burada birinci konu, sabah 8de kalkıp, karlar arasında yaptığım muhteşem yürüyüş. İkinci konu, Makedonya'nın muhteşem ekmeği. Türkiye'de artık ancak köylerde yiyebildiğiniz, şehirlerde neredeyse rastlamanız mümkün olmayan lezzetli bir ekmeği var Makedonlar'ın. Karşılığında hocama Türkiye'de nohut ekmeği sözü vererek küçük gezimizi tamamlıyoruz.

Giderek yaşlanıyorum herhalde. Sonuçta neler olmuştu, tam kalmamış. Bir de akşamlar var sanırım bahsedilmesi gereken. Giderken hep onu düşünüyordum. Sonuçta yaklaşık 31 senedir bilfiil şu hayatın içindeyim ve neredeyse hergün televizyon ile geçiyor. Giderken hep onu düşünüyordum. Bir insan grubu ne yapar ki tv olmayan bir yerde. (Hem de 4-5 akşam boyunca?!?!) Orada öğrendim ki bana çok uzak değil... :) Konuşalım. Akşamdan sabaha, sabahtan akşama konuştum. Beni birebir tanımış olanlarınıza ne kadar mutlu olduğumu anlatmam gereksiz sanırım. (Hatta bir akşam yaklaşık aralıksız 4-5 saat konuşmuşum :) Tanrım, ne saadet... )

Peki, kayak merkezine kadar gidilip kayak nasıl bir şeymiş, denemeden dönülür mü? Evet, dönülür. Hiç uğraşamam, yok kayak takılacak, yok batonlar, bilmem ne. Bu yaştan sonra yerlerde sürünmeye gerek yok...

Neyse, dediğim gibi sanırım erken bunama böyle birşey. Üzerinden neredeyse 1 ay geçmesi de bir etkendir:) Ayrıca 2 gün önce gittiğim Doğa yürüyüşünü de anlatmak istiyorum. 1-2 gün içinde onu da yazalım. (Belki daha sonra aklıma neşeli birşeyler gelirse Mavrova Günlüğü-3ü de yazarız.)

Çektiğim fotoğraflardan bazılarını aşağıda bulabilirsiniz.



Photobucket albümü:
http://s240.photobucket.com/albums/ff299/XtrmPrgrmmr/MAVROVA%20-%2020080125/

Flickr:
http://www.flickr.com/photos/xtrmprgrmmr

1-2 gün sonra Keçikalesi Yürüyüşü Notları ve Fotoğraflarında Görüşmek üzere,

No comments:

Post a Comment